Tag: Video

  • Pale Blue Dot – Carl Sagan

    [flv video=”http://abdullaharik.com/blog/wp-content/uploads/2008/08/carl-sagan-pale-blue-dot.flv” aspect=”1.33″]

    Consider again that dot. That’s here. That’s home. That’s us. On it everyone you love, everyone you know, everyone you ever heard of, every human being who ever was, lived out their lives. The aggregate of our joy and suffering, thousands of confident religions, ideologies, and economic doctrines, every hunter and forager, every hero and coward, every creator and destroyer of civilization, every king and peasant, every young couple in love, every mother and father, hopeful child, inventor and explorer, every teacher of morals, every corrupt politician, every “superstar,” every “supreme leader,” every saint and sinner in the history of our species lived there – on a mote of dust suspended in a sunbeam.The Earth is a very small stage in a vast cosmic arena. Think of the rivers of blood spilled by all those generals and emperors so that, in glory and triumph, they could become the momentary masters of a fraction of a dot. Think of the endless cruelties visited by the inhabitants of one corner of this pixel on the scarcely distinguishable inhabitants of some other corner, how frequent their misunderstandings, how eager they are to kill one another, how fervent their hatreds.

    Our posturings, our imagined self-importance, the delusion that we have some privileged position in the Universe, are challenged by this point of pale light. Our planet is a lonely speck in the great enveloping cosmic dark. In our obscurity, in all this vastness, there is no hint that help will come from elsewhere to save us from ourselves.

    The Earth is the only world known so far to harbor life. There is nowhere else, at least in the near future, to which our species could migrate. Visit, yes. Settle, not yet. Like it or not, for the moment the Earth is where we make our stand.

    It has been said that astronomy is a humbling and character-building experience. There is perhaps no better demonstration of the folly of human conceits than this distant image of our tiny world. To me, it underscores our responsibility to deal more kindly with one another, and to preserve and cherish the pale blue dot, the only home we’ve ever known.

    Pale Blue Dot – Carl Sagan
    Videonun tamamını Video.Google.Com adresinden izleyebilirsiniz. – http://video.google.com/videoplay?docid=2588435272514121795
    http://en.wikipedia.org/wiki/Pale_blue_dot

  • Dünyanın En Tuhaf Mahluku – Nazım Hikmet Ran

    [flv video=”http://abdullaharik.com/blog/wp-content/uploads/2008/07/nazm-hikmet-akrep-gibisin-kardeim.flv” aspect=”1.33″]

    Dünyanın En Tuhaf Mahluku

    Akrep gibisin kardeşim,
    korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
    Serçe gibisin kardeşim,
    serçenin telaşı içindesin.
    Midye gibisin kardeşim,
    midye gibi kapalı, rahat.
    Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
    Bir değil,
    beş değil,
    yüz milyonlarlasın maalesef.
    Koyun gibisin kardeşim,
    gocuklu celep kaldırınca sopasını
    sürüye katılıverirsin hemen
    ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
    Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
    hani şu derya içre olup
    deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
    Ve bu dünyada, bu zulüm
    senin sayende.
    Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
    ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
    kabahat senin,
    — demeğe de dilim varmıyor ama —
    kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
    Nazım Hikmet Ran – 1947

  • Sevgi Duvarı – Can Yücel

    [flv video=”http://abdullaharik.com/blog/wp-content/uploads/2008/07/sevgi-duvari-can-yucel.flv” aspect=”1.33″]

    Sevgi Duvarı

    Sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
    Kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
    Dilimizde akşamdan kalma bir küfür
    Salonlar piyasalar sanat sevicileri
    Derdim günüm insan arasına çıkarmaktı seni
    Yakanda bir amonyak çiçeği
    Yalnızlığım benim sidikli kontesim
    Ne kadar rezil olursak o kadar iyi

    Kumkapı meyhanelerine dadandık
    Önümüzde Altınbaş, Altın Zincir, fasulye pilakisi
    Ardımızda görevliler, ekipler, Hızır Paşalar
    Sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
    Öyle sıcaktı ki çöpcülerin elleri
    Çöpcülerin elleriyle okşardım seni
    Yalnızlığım benim süpürge saçlım
    Ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi

    Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
    Bol çelik bol yıldız bol insan
    Bir gece Sevgi Duvarını aştık
    Düştüğüm yer öyle açık seçik ki
    Başucumda bi sen varsın bi de evren
    Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
    Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
    Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi

    Can Yücel

    Not: Can Yücel‘in kendi okuduğu şiir ile, internette bulduğum şiirde farklılıklar var. Tabii ki Üstad’ın kendi okuduğu daha doğrudur diye düşünmekle beraber, şiirin iki versiyonu olma ihtimali de var. Konuyu araştırıp daha sonra burada gerekli düzeltmeyi yapacağım.

  • Belkim Bir Kertenkeleydim – Can Yücel

    [flv video=”http://abdullaharik.com/blog/wp-content/uploads/2008/06/belkim-bir-kertenkeleydim-can-yucel.flv” aspect=”1.33″]

    Belkim Bir Kertenkeleydim

    Belkim bir kertenkeleydim
    piç edilmiş bir yağmurun serini
    bir güzelin çirkiniydim
    çirkinlerin en güzeli
    yeşil koşsa güneşlerin gölgesi
    ben en hızlı yeşiliydim
    kurbağa yarışlarında annemin

    çatal matal kaç çataldım kimbilir
    bin dereden bir kendimi getirdim
    haydan gelip huya giden bir huysuz
    heyheyler içinde bir heydim
    belkim yedi belkim sekiz belaydım

    düdük çalar hırsızlanmış polisler
    ben korkudan üstlerime işerdim
    üç yıldızlı bir albaydı gökyüzü
    karşısında önüm açık gezerdim
    ağzı bozuk meymenetsiz bir ozan
    rus cenginde cağanozdum bir zaman

    iki gözüm iki koltuk-eviydi
    mavilerim bir miyobun koynunda
    kendi düşen köyler kentler ağlamaz
    sur dısında ben oturur ağlardım
    ekmek diye bağrışırdı bebeler
    elma derler ben ortaya çıkardım
    ağıtlarla kutlanırdı İsa – doğdu Gecesi
    fil dişinden bir kuleydim yıktım kendimi

    bilmem hangi keloğlanın fesiydim
    bir püskülsüz sümbülteber tohumu
    fesleğenler yaprak dökmüş şerrimden
    bir naraydım kimse bilmez nereden
    ya yakından ya uçmaktan gelirdim
    belkim ince belkim kalın bir sestim
    belkilerin kol gezdiği saatta
    belkim belki bile değildim

    Can Yücel

css.php